Motorlar Hakkında Bilgiler

 



    Motosiklet tutkunuz, bazen hayallerimizin dışına çıkmak istercesine karizmatik çekici, çok alımlı, kimimize göre ise yakışıklı denilebilecek bir motosiklet almayı hayal etmişizdir. Motosiklet almadan önce nelere dikkat etmemiz gerektiğini hiç düşündünüz mü? Gerçekten neye ihtiyacınız olduğu ya da ne amaçla kullanmak istediğinizi iyi belirleyerek bir motosiklet almak, motosiklet sahibi olmak en mantıklısıdır.
 
Motor hayallerimizi gerçekleştimeden önce bilmemiz gereken 12 bilgi
 
1) Hangi amaçla aldığınızı belirleyin. Önceliğiniz bu olsun. Yani işe gitmek için, haftasonu off-road yapmak için vs. gibi
 
2) Aldığınız motosikleti dış görünüşüne de önem verin. Çünkü insanlar genelde dış görünüşe ne kadar da önem vermem ben dese de dış görünüş de bir bakıma önemlidir. Aynı özelliklerde olup da size daha karizmatik, daha çekici gelen motosikleti tercih etmeyi düşünün. Motosiklet kaskı ve Korumaları aklınızın bir kenarında tutun.
 
3) Her zaman rahat edeceğinizi düşündüğünüz biniş ve kullanışında size kolaylık sağlayacağını hissettiğiniz tarzda bir motosiklet tercihi yapın. Rahat edebileceğiniz mont ve pantolonda önemlidir.
 
4) Motosikletin, eğer ekonomik durumlar orta vites ve altında seyrediyorsa genel olarak ülke şartlarında hepimizin yaşadığı sıkıntılardan birisi olan yakıt tüketimi konusunda size uygun olanını tercih etmeye çalışın. Ekonomik olması açısında eğer ikinci el ise lastikler gerçekten önemlidir.
 
5) Aldığınız motosikletin özellikle şehir içi mi? Arazi mi? Uzun yol mu? Kısa mesafe mi? Hangi amaçla hizmet edeceğini belirleyip scooter, enduro, racing gibi modeller içerisinden seçiminizi belirleyin. Sonra racing türü bir motor ile arazi çıkmaya çalıp da kendinize güldürtmeyin.
 

6) Özellikle bekarlar için tavsiyem, bir bayanı tavlamak için kesinlikle karizmatik ve sert görünüşe sahip motosikletler tercih sebebiniz olsun. Kask tarzınız sizi en çok gösteren metanız olacaktır, seçiminizi iyi yapın.
 
7) Almak istediğiniz motor hakkında mutlaka pazar araştırması yapıp fiyatlarını gözden geçirin.
 
8) Motosikleti binmek için alanlar, özellikle fiyat araştırması yapmasına gerek yok. Fakat alıp satmak için bilenler piyasa araştırması yaparak tutulan modelleri tercih etmesini öneririm.
 
9) Alacağınız motor ne olursa olsun aklınızdan, gönlünüzden geçen ne ise onu alın, Çünkü başkalarının fikriyle hareket etmektense kendi duygu ve hayal dünyanızda yaşamayıp tercih yapmanız en önemlisidir.
 
10) Alırken eğer 2. el bir motorsa mutlaka ustaya göstererek almanızda fayda var, usta yoksa ve gösteremiyorsanız bir kaç önemli noktaya dikkat edin. Yağ damlatıyor mu, ilk marş'ta alıyor mu, giderken garip sesler geliyor mu, elektrik aksamında yanmayan işlemeyen far, ışık var mı diye gözden geçirin.
 
11) Tramer kaydını mutlaka araştırın, kazalı motorsa sonradan satmak için zorlanırsınız.
 
12) Motora binmeden önce kask, koruma ve kendinizi güvende hissedebileceğiniz tüm aksesuarları mutlaka alın.


Bu dünya üzerindeki ilk motor siklettir 

Tarihte motosikletin izine düştüğümüzde, kendimizi 130 yıldan da eski zamanlarda buluruz. Öyle ya, Daimler ilk benzinli motosikleti yapmıştır ama benzinden önce kullanılan başka enerji kaynakları da vardır, buhar gibi… İlk motosikletler ya da 'motorlu bisikletler', dönemin bisikletlerinin yapılarını temel alarak ve bunlara kömürle çalışan bir buhar motorunun eklenmesiyle oluşturulur…

İlk motosikletlerin -kabaca- dönemin bisikletlerine bir buhar makinesi eklenerek oluşturulduğunu söyleyebiliriz. Aslında, tarihe, biraz motosikletlerin lehinde bir esneklikle bakıldığında, ilk bisikletlerin ortalarda görülmesiyle bunlara motor eklenmesi arasında, tahmin edilebileceğinden daha kısa süreler bulunduğu görülür.

Bisikletlere, her ne kadar Leonardo da Vinci'nin 1490 tarihli çizimlerinde rastlansa da, -bu çizimlerin da Vinci'ye ait olduğu da tartışmalıdır- bisikletlerin vücut bulması için, bunun üzerinden 300 yıl geçmesi beklenmiştir. Fransız zanaatkar de Sivrac'ın, 'Célériféré' olarak adlandırılan tasarımı, sadece iki tekerleğin bir direkle birleştirilmesinden ibarettir. Alman Baron Karl von Drais'in ‘koşma makinesi' olarak anılan ve 'Draisienne' olarak adlandırılan tasarımı ise, bir ulaşım aracından çok, üst sınıftan gençler için bir eğlence aracı olmuştur. Böyle olsa da Draisienne, pek çok kişi tarafından ‘bisikletin atası' olarak gösterilir.

Elbette ki, tarihin kayda düşen kısmından söz ediyoruz. Metal akşamıyla, zincir ve pedal sistemleriyle, yani bugünkü anlamıyla bir bisikletin yapılabilmesi o zamanlar için, bazı teknik kısıtlamalar sebebiyle pek mümkün olamasa da, Célériféré benzeri bir tasarımın, ondan çok daha önce yapılmış olması kuvvetle muhtemeldir.

Böyle düşününce, aklı biraz havada bir kişinin de, o dönemlerde çok popüler olan buhar makinesini, bu koşma makinelerine entegre etmeyi düşünmüş olması gerekir. Zira Londra'daki Bilim Müzesi'nde bulunan ve 1818 yılına ait olduğu söylenen bir çizim, arka kısmına, üzerinde oturan insanın boyuna yaklaşan ve üzerinden buram buram duman tüten bir buhar makinesinin entegre edildiği bir Draisienne'ı gösterir. Böylesi bir tasarım, elbette ki ticari bir değer kazanmaz…

'Çılgın mucitlerin garip örnekleri' arasında boğulmaktansa, zamanı biraz ileri saralım ve ayağı daha fazla yere basan, öncü tasarımlara gelelim…

Daimler Reitwagen bisikletin tarihinde çok önemli bir yere sahip olan Fransız Pierre Michaux ile oğlu Ernest Michaux'nun 1850'li yıllarda geliştirdiği ünlü 'Velocipede'ini (velespit) temel alarak, 1860'lı yılların ikinci yarısında, Almanya ve Amerika'da yapılan buharlı velespitlerde, buhar makinesi önceki denemelere oranla oldukça küçülmüştür.  Eğer buharla çalışan ve iki tekerlekli bir taşıtı motosiklet kabul edecek olursak, 1868 yapımı Michaux-Perreaux buhar bisikletini dünyanın ilk motosikleti kabul etmek gerekecektir.   Bu motosikleti 1869 yılında ABD'li Sylvester Howard Roper tarafından yapılan ve yine buhar gücüyle 

Bisiklet, otomobil… Karada yol almayı sağlayan her aracın seveni var. Fakat motosiklet tutkunları her zaman, diğer araçları sevenlerden ayrı tutulmuştur. Peki, bunun nedeni ne olabilir?

Motosiklet, sürücünün hem zihinsel hem de fiziksel olarak denge kazanmasını sağlar. Muhteşem doğal güzelliğe sahip bir noktadan geçerken hissedilen o huzur, hissedilen rüzgâr sayesinde adrenalinle birleşir. Motosiklet sürüyorsanız yol ile sizin aranızda hiçbir engel yoktur. Kendinizi hiç olmadığınız kadar özgür hisseder, motosikletle aştığınız yolların aslında sizi özgürleştirdiğini keşfedersiniz. Hissettiğiniz özgürlük, yaşınızın sadece bir sayıdan ibaret olduğunu gösterir size. Yolda ruhunuz hep gençtir!

Çoğu motosiklet sürücüsüne göre motosiklet kullanmak bir meditasyondur. Bunun nedeni sadece vücudunuzda hissettiğiniz haz ve mutluluk değildir. Motosiklet aslında dikkatinizi bir noktaya toplamanıza yardımcı olur: Yola! Keşiflerle dolu yolculuklara!

Motosiklet, keşfedilmesi zor yerleri keşfetmenize de olanak verir! Araçla keşfedilmesine imkân olmayan, bisiklet ile ya da yaya olarak gitmekte zorlanacağınız noktalara daha kolay ve keyifli bir şekilde ulaşmanızı sağlayabilir. Birbirinden güzel destinasyonların yanında motosiklet sayesinde kendinizi de keşfedebilirsiniz! Neyi sevdiğinizini, nelerden korktuğunuzun, hangi korkularınızın üzerine gitmeniz gerektiğinin cevabıdır yollar. Kısacası, motosiklet asla bitmeyecek bir yolculuk, bir keşiftir!

Yorumlar